-
1 monter
Iv i (avec l'aux. être)1 se déplacer çıkmak◊Il est monté à l'arbre. — Ağaca çıktı
2 changer de niveau yükselme◊L'eau monte. — Su yükseliyor.
3 fig artmak◊Les prix montent. — Fiyatlar artıyor.
4 monter à cheval ata binmek5 dans un véhicule bir araca binmekIIv t (avec l'aux. avoir)1 parcourir çıkmak2 transporter çıkartmak3 assembler kurmak4 augmenter yükseltmek5 organiser peşinde olmak -
2 côte
n f1 pente yokuş [jo'kuʃ]2 littoral deniz kıyısı♦ la Côte d'Azur Fransa'nın Akdeniz kıyısı3 viande pirzola [piɾ'zoɫa]◊une côte de porc / bœuf — sığır pirzolası
4 côte à côte yanyana◊être / marcher côte à côte — yanyana bulunmak, yürümek
5 os kaburga [ka'buɾga]6 rayure kot [kot] -
3 grimper
Iv i1 monter tırmanmak2 pousser contre tırmanmak3 escalader tırmanmak4 être en pente yokuş yukarıIIv tçıkmak
См. также в других словарях:
tırmanmak — e 1) El ve ayaklarıyla tutunarak veya tırnaklarını iliştirerek dik bir yere çıkmak İçeride yer bulamayanlar, kahvenin yıkık duvarına tırmanıyorlardı. H. Taner 2) i Yokuş, merdiven vb. çıkmak Yokuşu biraz daha tırmandılar. P. Safa 3) Bitki,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkış — is. 1) Çıkma işi veya biçimi Çiğ patatesle patlıcanı düşününüz, sıcak külden çıkışına bakınız, ne leziz yemektir. R. H. Karay 2) Bir yerden çıkmak için kullanılan yer 3) Yokuş 4) Güreşte cazgırın alana çıkardığı pehlivanların izleyicilere doğru… … Çağatay Osmanlı Sözlük